Tire’nin Tarihçesi
Antik ve Ortaçağ
İzmir’in güneydoğusunda yer alan, Aydın Dağları’nın bir uzantısı olan Güme Dağı eteklerinde kurulan Tire aynı zamanda Batı Anadolu’daki verimli nehir vadilerinden biri olan Küçük Menderes Vadisi’nin kenarındadır. Kuruluş yeri itibari ile Antik Çağ’dan beri gözde bir yerleşim yeri olan tarihi kent, kültür ve tabiat varlıkları bakımından oldukça zengindir. Özellikle Beylikler ve Osmanlı Dönemine ait yoğun bir kent dokusuyla dikkat çekmektedir. İlçe sınırları içerisinde günümüze kadar kazılarla açığa çıkarılmış herhangi bir antik yerleşim yeri ve düzenlenmiş bir örenyeri bulunmamakla beraber, Antik Çağ kırsal yerleşimleri açısından zengin bir bölgedir.
Tire yöresinin Hitit İmparatorluk Dönemi’ndeki durumu hakkında araştırmaların yetersizliği nedeniyle fazla bilgi yoktur. Ancak çivi yazılı Hitit tabletlerden edilen bilgiler ışığında Tire ve Küçük Menderes Vadisi’nin Arzawa Krallığı sınırlarında yer aldığı kabul edilmektedir. İÖ 17. yüzyılda Hattuşili I döneminde yazılı belgelerde anılmaya başlanan ve özellikle Suppiluliuma döneminde sıkça belgelerde konu edilen Arzawa Krallığı, Batı Anadolu’da önemli bir politik güç unsuru olarak gelişim gösterir. Arzawa’nın başkenti Apasa idi ve burası bazı araştırmacılar tarafından Ephesos-Ayasuluk ile eşleştirilmiştir. Arzawa Krallığı, Batı Anadolu’ya yayılım amaçlayan Hititlere karşı direnen yerel bir krallıktır. Ancak nihayetinde Arzawa Krallığı II. Mursili’nin düzenlediği büyük bir askeri operasyon ile kesin olarak Hititlere bağlı vasal krallık haline gelir.
Tire çevresinde doğudan batıya devam ederek Ephesos’ta son bulan yol ağları çevredeki yerleşimler açısından oldukça önemli olmuştur. Tire’deki arkeolojik kalıntıların önemli bir kısmını oluşturan kale ve kule yapıları İÖ II. binden itibaren yol ağını kontrol etmek üzere inşa edilir. Tire’nin Büyükkale Mahallesinde yer alan üç evreli savunma yapısı bu konuda iyi bir örnektir. Büyükkale, Küçükkale, Kartal Dağı ve Keçikalesi gibi savunma yapıları, Tire’de Boğaziçi Mevkii olarak da isimlendirilen Küçükkale, Büyükkale, Mehmetler ve Halkapınar Mahalleleri önünden geçerek Ephesos’a ulaşan yolu kontrol etmişlerdir.
İÖ 1. binde Tire ve yöresi Lydia Krallığı sınırlarındadır. Başkenti Sardeis olan bu krallığın güney uç noktası Tire idi. İÖ 7. yüzyıl ve İÖ 6. yüzyılda Tire çevresinde bölgesel bir güç olan Lydia Krallığına ait arkeolojik belgeler görülmeye başlanmıştır. Lydia kralı Gyges’in krallığı ele geçirmeden önce tyranlık yaptığı eski Lydia kenti Tyrra’nın Tire olduğu önerilmektedir. Bu durumda Tire ilk olarak bir Lydia kenti olarak ortaya çıkmıştır.
İÖ 547 yılında Pers Kralı Kyros Lydia Kralı Kroisos ile yaptığı savaş sonucunda Sardeis’i ele geçirerek Lydia Krallığı’nı sona erdirdi. Böylece Tire ve yöresinde Pers Dönemi başlamıştır. Maltepe ve çevresindeki Lydia-Pers Dönemi’ne tarihli anıtsal mezarlar-tümülüsler bu dönemde inşa edilir. Pers Dönemi’nde bölge Satrap denilen genel valiler tarafından idare edilmiştir. Tire Müzesi koleksiyonunda Pers Dönemine ait bir sikkenin arka yüzünde ayakta duran, sağ elinde mızrak ve sol elinde bir kuş tutan erkek figürü tasvir edilmiştir. Ayakta resmedilen figürün solunda “Gamerses” yazılıdır. Sikke İÖ 400-350 yıllarına tarihlendirilmektedir.
İÖ 334 yılında Büyük İskender, Pers ordusunu Granikos Savaşı’nda yenmiş ve takip eden savaşlar sonucunda Pers İmparatorluğunu yıkmıştır. Bu tarihten itibaren Tire’de İskender ve ardıllarının hakimiyetinde Hellenistik Dönem başlar. Tire bu çağdan itibaren Hellenistik hükümdar Lysimakhos’un yeniden kurduğu Ephesos ile yakın bir ilişki içerisine girer. Ephesos’a ulaşan yolların geçtiği Tire çevresinde çok sayıda Hellenistik Dönem’de kale ve kule yapısı inşa edilmiştir.
Lysimakhos’un ardından Tire, Seleuokoslar, ardından da İÖ 188 yılından itibaren Pergamon Krallık sınırlarında yer alır. İÖ 133 yılında Pergamon Krallığı’nın miras yolu ile Roma’ya intikali ile bölgede Roma egemenliği başlamıştır.
Tire’de Roma İmparatorluk Dönemi zengin arkeolojik ve epigrafik veriler ile dikkati çeker. Müze koleksiyonunda bulunan, Roma imparatorluk dönemine tarihlenen Tire adının geçtiği mezar stelindeki 6 satırlık grekçe yazıtta:
- ‘‘Bu mezar Dionysos kızı Matreas’a aittir. Mezarı o, henüz hayattayken oğlu Apollonios yaptırdı’’ yazmaktadır.
- Stel üzerinde bulunan altı çelenkte antik kent adları yazmaktadır. Bu yerleşimler Matreas’ı ölüm sonrası onurlandırmaktadırlar.
- Bu antik kentler;
- 1- Larisa, (Bayındır İlçesi, Buruncuk Mahallesi)
- 2-Thyeira, (Tire İlçesi)
- 3-Almoura, (Tire İlçesi, Eskioba Mahallesi)
- 4-Koteria, (Tire İlçesi, Peşrefli Mahallesi)
- 5-Pentakome, (Ödemiş İlçesi, Mendegüme/Hamamköy)
- 6-Boukolion , (Tire İlçesi, Alipaşa Çiftliği)
Roma İmparatorluk Dönemi’nde dikilmiş sınır taşlarından yola çıkarak, Ephesos Artemis Tapınağı’nın geniş bir arazi üzerinde denetim altında olduğu bilinmektedir. Buna göre güneyde Belevi, Tire-Halkapınar kuzeyde Bayındır-Furunlu ve doğuda Bayındır-Çatal’a değin oldukça geniş bir alanda tapınak arazileri söz konusudur. Tire’nin verimli arazileri Ephesos Artemis Tapınağına gelir sağlamıştır.
Bizans Dönemi’nde Tire’de Hristiyanlığın yaygınlaşması için kiliseler inşa edilir. Ayrıca Bizans Dönemi’nde Arap ve Türk akınlarının yarattığı gerginliklerle, bölgede yeni bir savunma yapısı inşa etme süreci başlar. Mimari dokusu ve boyut bakımından en etkileyici örneklerden biri, Tire’nin Hisarlık Mahallesinde yer alan Hisarlık, Bizans Kalesi’dir.
Geç Bizans Dönemi’nde Tire, 12.-13. yüzyılda bir piskoposluk merkezi olarak anılmaya başlanır. Bizans ile yapılan savaşlar neticesinde Tire önce Menteşe Beyi’nin damadı Emir Sasa Bey tarafından fethedilerek Tire bir Türk-İslam kenti olma sürecine girer. İS 1310 yılında bölge Aydınoğulları egemenliğine girer. Birgi’yi başkent edinen Mehmed Bey, oğullarını da beyliğindeki önemli kentleri yönetmek üzere görevlendirir. Mehmed Bey oğlu Süleyman Bey Tire’de yönetici olur. Tire’de hayatını kaybederek gömülen Süleyman Bey’in mezarı İbn-i Melek Türbesi’ne komşudur. Türbe, taç kapısı ile 14. yüzyıl Beylik Dönemi mimari eserleri arasında seçkin bir yere sahiptir. 1426 yılında Aydınoğulları Beyliği toprakları II. Murad tarafından Osmanlı Devletine katılmasıyla Tire’de Osmanlı Dönemi başlar. Osmanlı Döneminde Tire, Anadolu Eyaletine bağlı Aydın Sancağının merkezi olarak Antik Çağdaki önemini devam ettirmiştir.